9 Haziran 2025 Pazartesi

ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ GAZİANTEP/TÜRKİYE

Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesisanat tarihçileri ve arkeologlar kadar tarihe ve kültüre meraklı her yaştan ziyaretçi için çok önemli ve gözde bir müzedir. Müze, Türkiye’yi ziyaret etmek için tek başına sebep oluşturabilecek bir sanatsal zenginliğe ve çeşitliliğe sahiptir 
Türkiye, bütün insanlığın ortak kültürü olarak kabul edilen ve evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkların cennetinde yer almaktadır. Kadim tarihi, kültürel kodları, coğrafi araştırmaları ve uzantılarıyla tüm dünya için oldukça kıymetli bir ülke özelliğindedir
Müzede sergilenen mozaiklerin üstün bir sanat zevkini yansıtması, Geç Antik Dönem kiliseleri ile Erken Süryani ve Hristiyan ikonografisine ait örnekleri barındırması müzeyi daha da çekici hale getirmektedir
Ülkemizin en önemli markası olan kültürel mirası, müze ve ören yerleri sadece Türkiye değil, yurtdışından gelen tüm misafirlerin de çekim alanına girmektedir
Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'nde bulunan ve diğer büyük boyutlu panolara göre oldukça küçük bir parça halinde keşfedilmiş olan MS 2'nci yüzyıl tarihli Maenad ya da daha bilinir adıyla, saç örgülerinden dolayı halk arasında "Çingene Kızı" denilen mozaik eser, karanlık bir koridordan geçilerek büyük salonlardan ayrı bir bölümde sergilenmektedir
 Gerek bina büyüklüğü gerekse sergilenen mozaiklerin kapladığı alan bakımından, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olarak bilinmektedir 
 Türkiye’nin en önemli sosyal sorumluluk projesi olarak görülen müze ve örenyerlerine sahip çıkmak ve yaşayan müzeler haline getirmek ve geliştirmek yolunda hızla ilerlenmektedir
Zeugma,Gaziantep'in Nizip ilçesine bağlı Belkıs köyünde bulunan antik yerleşim alanıdır
Zeugma Mozaik Müzesi koleksiyonunda; Roma ve Geç Antik Döneme ait 2.248 m² mozaik, 140 m² fresko (duvar resmi), 4 adet Roma Dönemi çeşmesi, 20 adet sütun, 4 adet kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars Heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari parçalar sergilenmektedir
Çağımızın en önemli arkeolojik keşiflerinden olan Zeugma Antik Kenti’nden çıkartılan, toplamda 2 bin 500 metrekarelik bir alan kaplayan ve bu dönemde sanatın ulaştığı zirve noktasının örneklerini meydana getiren mozaiklerin haricinde, yine Roma Dönemi’ne ait heykeller, sütunlar ve çeşmeleri de müzede görmek mümkündür
 Savaş Tanrısı Ares’in bronz heykeli, mozaikler dışında ziyaretçilerin müzede en fazla ilgisini çeken eserler arasında yer almaktadır. Zeugma’da olduğu gibi müzenin de koruyucusuymuş gibi konumlandırılmış olan heykel müzeye hakim bir şekilde tüm katlardan rahatlıkla görülebilmektedir
 ZeugmaKommagene Krallığı’nın en büyük dört kentinden biri olma unvanını elde edecek zenginliğe ulaşmayı başarmış olduğundan keşfedilmiş mozaiklerin en görkemlileri müzenin giriş katında tekrar hayat bulmuş biçimde ziyaretçilerini beklemektedir
Zeugma kentinde Roma İmparatorluğu döneminden kalma evlerin ve villaların tabanlarını süsleyen mozaikler, kent baraj suları altında kalmadan önce başlatılan kurtarma kazıları sonucunda ortaya çıkartılmış ve toplamda 2 bin 500 metrekarelik bir alanı kaplayan bu mozaikler de Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'nde sergilenmektedir
Kommagene döneminden günümüze kadar gelen iki bütünleştirilmiş tapınak'da hem Helenistik hem de Kommagene krallığında hâkim olan inanışların tapınma alanları bulunmaktadır
Zeugma'dan çıkarılan mozaiklerin restorasyon çalışmaları uzun yıllar bilimsel olarak devam etmiş ve öncekilere pek çok yeni mozaikler eklendikten sonra da Zeugma kentini ve dönemin yaşamını gerçeğe en yakın biçimde tanıtılması amacıyla 9 Eylül 2010'da Zeugma Mozaik Müzesi açılarak, Zeugma mozaikleri sergilenmeye başlamıştır
İki bin yıllık mozaiklerin yıllar içinde define avcılarının talanıyla eksilen parçaları, lazer sistemiyle görüntü olarak tamamlanmaktadır
Zeugma Mozaik Müzesi, Üç yıla yakın bir süre dünyanın en büyük mozaik müzesi unvanını taşıdıktan sonra bu unvanını, 28 Aralık 2014 tarihinde açılan Hatay Arkeoloji Müzesi’ne devrederek, dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olmuştur
Üç blok olarak inşa edilen Zeugma Mozaik Müzesi binasında mozaik ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu yer almaktadır
 Konu ve renk çeşitliliği bakımından oldukça zengin bir mozaik koleksiyonuna sahip olan müze, metrekareye düşen tessera (her bir mozaik taşına verilen isim) sayısının fazlalığıyla dikkat çekmektedir
Üç boyutlu tasarımlar ve üst düzey tekniklerle dönemin mimarisi, yaşam biçimi, bitki ve hayvan temalarının zengin bir biçimde mozaiklere aktarılması, Zeugma’yı dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri haline getirmiştir
Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep’in dünyaca tanınan bir markası ve 1700 metrekarelik mozaik varlığı ile dünyanın önde gelen mozaik müzelerinden biri olarak, açıldığı günden bu yana binlerce kişi tarafından gezilmiş ve ziyaretçi sayısı her geçen gün sürekli artış göstermektedir
Zeugma evlerinin büyük bir çoğunluğunda mimari dekorasyon, mozaikler ve duvar resimleri, ev sahibinin verdiği önemli davetlerde gelen konuklarına kendi entelektüel, eğitim ve iç zenginliği yanında, maddi varlığını da hissettirecek tarzda seçilmiş olduğundan hem konuk ettikleri kişilere, hem de bugün bu mozaiklere bakan bizlere önemli bilgiler vermektedir
MÖ 64 yılında Roma hâkimiyetine geçen antik kentin ismi ''köprü başı'' anlamına gelen Zeugma olmuştur. Medeniyetler ve kültürler arasında bir geçiş noktasında olması ile bu ismin ne kadar uygun olduğu görülmektedir
Zeugma Müzesi öğretmen ve öğrencilere ücretsiz olduğu gibi müze kartı olanlar da müzeyi ücretsiz şekilde gezebilmektedirler. Müzedeki dokunmatik bilgilendirme ekranları vasıtası ile ziyaretçiler, teşhirde bulunan eserlerin, kazı sırasındaki ve sonrasındaki durumlarına sit fotoğraflar ile videolarına ve bilgilerine erişim sağlayabilmektedirler 
Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi gezisinden sonra, ziyaretçiler müze kafe'sinde dinlenebilir ve Gaziantep mutfağının lezzetlerini tadabilirler. Ayrıca müze mağazasından hatıra olarak mozaik temalı hediyelikler satın alılabilmektedir

28 Mayıs 2025 Çarşamba

ŞANLIURFA / TÜRKİYE

 Türkiye de bir il olan Şanlıurfa, coğrafi konumu nedeniyle üzerinde tarih boyunca bir çok devlet ve beyliğin hüküm sürdüğü, değişik kültürlerin geçiş ve kaynaşma alanı olmuştur. İlk ve orta çağda eski uygarlık merkezlerinden olan Mezopotamya ve Arap ülkeleri ile Avrupa arasındaki bazı yollar Şanlıurfa üzerinden geçmekteydi. Şanlıurfa doğuyu batıya bağlayan bir çok tarihi, ticari ve askeri yolların üzerinde yer almış olması nedeniyle geçmişte ve günümüzde önemli bir il'dir

Şehir, tarihi surları, camileri, türbeleri, kapalı çarşıları ve taş evleriyle görülmeye değer birçok mekana ev sahipliği yapmaktadır

 Ulu Camii, Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde merkezde divan yolu caddesinde yer almaktadır. İnşa tarihi bilinmeyen ve bölgede pek rastlanmayan kırmızı renkteki mermer sütunların çok kullanılması nedeniyle de  "Kızıl Kilise" olarak adlandırılan eski bir kilisenin temelleri üzerine yapılmıştır

Kent merkezindeki en eski camiler arasında yer alan, Kitabesi bulunmayan Ulu Cami'nin ilk inşa tarihi ve kimin yaptığı bilinmese de 1170-1175 yıllarında Zengiler tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kitabelere göre Camii, 1684, 1779, 1780 ve 1870 yıllarında onarım görmüştür
6 Şubat 2023 de Şanlıurfa da olan deprem nedeniyle hasar alan Ulu CamiiKültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyeti ve korumasında restorasyona başlanmış ve bahçesindeki medresenin, mezarların olduğu bölüm ile minare de restore edilmek üzere onarıma alınmıştır

Şanlıurfa'da sıklıkla tercih edilen konaklama tesisleri arasında bulunan Dedeman Şanlıurfa Otel tüm şehrin etkileyici bir manzarasını sunan 5 yıldızlı ve prestijli bir otel olarak modern konaklama birimlerine ve olanaklarına sahiptir

Balıklıgöl’e yalnızca 15 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde yer alan Dedeman Şanlıurfa, Şanlıurfa’nın geleneksel atmosferi ile Dedeman şıklığını bir araya getirmektedir

 Şanlıurfa'nın tarihi mekanlarına ve iş merkezlerine yakın mesafede konumlanan Dedeman Şanlıurfa, hem iş hem de tatil odaklı seyahatlerde misafirlerine pek çok avantaj sağlamaktadır

Şanlıurfa, Dünya’nın ve Türkiye’nin en önemli bölgesel kalkınma projesi olan GAP’ın (Güneydoğu Anadolu Projesi) merkezi durumundadır

İnsanlık tarihinde önemli bir yer tutan Şanlıurfa, ilk buğday tarımının yapıldığı yer olarak kabul edilir. Buğdayın toprak ve insan gücüyle buluştuğu Harran Ovası oldukça verimli bir arazi olduğu gibi tarihi ve kültürel dokusu ile Şanlıurfa'nın görülmesi gerekmektedir

25 Mayıs 2025 Pazar

HALFETİ (KAYIP KENT) ŞANLIURFA

Halfeti, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Şanlıurfa’nın bir ilçesi olarak, batısında Gaziantep’in Araban, Yavuzeli ve Nizip ilçesi, kuzeyinde Adıyaman’ın Besni ilçesi ve doğusunda Bozova, güneyinde ise Birecik ile komşudur

Halfeti, Birecik Barajı'nın yapımı sonucu büyük ölçüde sular altında kalmış ve bu durum hem doğal hem de kültürel açıdan önemli değişikliklere yol açmıştır

Sular altında kalan ve sadece minaresi görülen Ulu Camii meydana gelen değişimin en sembolik göstergelerindendir. Cami'nin bu  görüntüsü, sadece fiziksel bir yapının değil, aynı zamanda insanların yaşamlarının da sulara gömülmüş olduğunu hatırlatmaktadır

Halfeti ilçesinin yüzde 80'i Birecik barajının yapımı ve evlerin su altında kalmasıyla birlikte, 15 kilometre uzaklıkta kurulan yeni yerleşim merkezine taşınmıştır

Günümüzde Eski ve Yeni Halfeti olarak bilinen ilçe, özellikle turistlerin ilgi odağı olarak turistik bir bölge haline gelmiştir 

Birecik Baraj'ının yapımı ile birlikte Halfeti'de birçok insan yerinden olmuş, yeni bir yaşam kurma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır. Bu zorunlu göç nedeniyle insanlar alışık oldukları yaşam biçimlerinden ve kültürel değerlerinden mecburen uzaklaşmıştır

 Şehir dışından pek çok yerli ve yabancı turist, ilçeyi ziyarete gelmektedir. Halfeti'ye ulaşım kara yolu ile gerçekleşmektedir. Kara yolu dışında hava yolu ile de aktarmalı olarak ulaşım da mümkündür

Bir sahil kentini andıran Halfeti ziyaretçilerine diğer turistik bölgelerden çok farklı bir görsel şölen sunmaktadır

Halfeti, Şanlıurfa şehir merkezine yaklaşık olarak 121 km uzaklıkta bir ilçe olarak bünyesinde bulunan doğal güzellik ve tarihi yapıları ile dikkat çekmektedir

Batık şehir Halfeti, bugün Güneydoğu’nun en büyük turizm değerlerinden birisi olduğu için gelen ziyaretçiler Halfeti tekne turları aracılığı batık şehir bölümünü, onun yakınındaki %80’i sular altında kalan Savaşan köyünü ve Rumkale’yi gezebilmektedir 

Tekne turları ile bu yol güzergahında su altında kalan evleri, tarım alanlarını, camileri, mağaraları, hatta ilk okulları görme şansı bulunmaktadır. 2001 yılında Baraj suları altında gövdesi kalmış olan Ulu Camii 1804-1807 yılları arasında yapılmıştır

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin ilgilendiği turistik bir bölge olarak,  her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak yeri olan Güneydoğu'nun Saklı Cenneti Halfeti'deki marinadan tekne turları yapılmaktadır

Batan cami minaresi, Halfeti'nin eski yerleşim yerinin derinliklerinde yatan bir hatıra gibi insanların geçmişini düşündürmekte ve tekne turları esnasında fazlazıyla dikkat çekmektedir

Halfeti'nin sulara gömülerek ortaya çıkan dramatik dönüşümü, aynı zamanda insanların dayanıklılığını ve adaptasyon yeteneklerini de ortaya çıkararak, umutlarının ve hayallerinin suyun yüzeyinde yaşamayı sürdürmesi sonucunda, geçmişin izlerini silmenin değil, onları yeni bir yaşam biçiminde yaşatmanın önemini bir kez daha göstermiştir

Taş mimarisiyle yapılmış evlerin ve camilerin su altında kaldığı ilçe, aradan geçen süre içerisinde doğal güzelliğiyle de dikkat çekmektedir

 Türkiye'den 21 şehrin, dünyada 287 şehrin dâhil olduğu, Uluslararası Koordinasyon Komitesi toplantısında Halfeti CİTTASLOW (Sakin Şehir) unvanını almıştır

Halfeti ilçe merkezi Gaziantep-Şanlıurfa karayoluna (İpekyolu) 40 km uzunluğundaki asfalt bir yol ve 35 km uzunluğundaki sahil yolu ile Birecik'e bağlanmıştır

Fırat Nehri'nin altında kalan taş mimarisiyle "Saklı cennet" ve "Kayıp kent" olarak da anılmaya başlanan Halfeti, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir belde haline gelmiştir

Tarihi dokuya ve doğal güzelliklere sahip ilçe oldukça etkileyici ve fantastik bir görünüme sahiptir

Halfeti marina da bulunan mekanlarda oturmak ve tekneleri seyrederken bir şeyler yemek içmek mümkündür

 Yöreye özgü çok fazla yemek çeşidi bulunmakta fakat en dikkat çeken ise Türkiye'de sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşayan ekonomik değeri yüksek olan Şabut balığıdır

Fırat Nehri üzerinde bir yarımadada bulunan Rum Kale, öncelikle görülmesi gereken yapılardan biridir. MÖ 855 yılında yapılan kale Bizans ve Ermeni mimarisinin güzel örnekleri arasında bulunmaktadır

Halfeti'ye gelen yerli ve yabancı turistlerin daha modern, güvenilir ve konforlu bir ulaşım imkânından faydalanabilmeleri amacıyla belediye tarafından bir takım çalışmalar sürdürülmektedir

Halfeti çıkışlı tekne turları, yaklaşık bir buçuk saat sürmekte Savaşan Köyü'nde kafeteryalarda bazen mola verilerek, yeniden Halfeti'ye dönülmektedir. Tekneler gün boyu doldukça hareket etmektedir

Özellikle tekne turlarına olan ilginin artması ve vatandaşların marinada daha güvenilir bir gezinti yapmasını planlayan büyükşehir belediyesi, batık şehre güvenlik kameraları ve güneş enerjisi ile çalışan aydınlatma direklerini monte ederek güven ve huzuru bir arada sunmaktadır

 Birecik Barajı'nın göl suları altında büyük bir kısmı kalmış olan Halfeti'nin yeni yerleşim yeri olarak ilçe merkezine 7 km. mesafedeki Karaotlak mevkii seçilmiş ve yerleşime açılmıştır 

Halfeti'nin sular altında kalan yerleşim yerlerinin üzerinde teknelerle dolaşan turistler, buranın doğal güzelliğine hayran kalmaktadırlar

Halfeti'nin tekne turlarının dışında dikkat çekici bir özelliği de, simgesi haline gelen ''siyah gül'' yerli yabancı tüm konukların fazlasıyla ilgisini çekmektedir. Bu çiçek güzel rengini sadece bu bölge içerisinde göstermekte başka yere tohum gittiğinde renk değişmektedir. Ziyaretçiler burada satılan ''Siyah gül kolonyası''ndan satın almakta ve bölgede bu nedenle ''siyah gül'' önemli bir ticaret potansiyeli olarak görülmektedir

Sakin yapısıyla öne çıkan Halfeti özellikle son yıllarda gezginlerin rotasını çevirdiği yerlerden birisi olarak tekne turları ile gezildiği gibi konaklama alternatiflerine de sahiptir

Gaziantep’in Yavuzeli ilçesinde bulunan ve Fırat Nehri kıyısında tarihi ve doğal güzellikleri buluşturan Rumkale’ye dair bilgiler yapılan tur'larda rehber tarafından anlatılmaktadır

Tekne turu esnasında görülen kısımlarda mağaralar da bulunmaktadır ve  Hazreti İsa'nın döneminden beri buralarda yerleşim yerleri olarak devam edildiği söylenmektedir

Halfeti sular altında yatan bir tarih olarak muhteşem görseller ile yeni bir belde olarak turizme katkı sağlamaktadır

  Halfeti Marina dan kalkan ve tekrar Marinaya dönülerek yapılan tekne turlarında turistler keyifle zaman geçirmektedirler