1 Kasım 2016 Salı

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kısa söylenişiyle KKTC veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadalu yarımadasının 65 km güneyindeki  KIBRIS adasının kuzey kısmında yer alan bağımsız bir devlettir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı beşparmak dağlarında uzaktan görülebilecek şekilde ve geceleri ışıklandırılmak üzere yerleştirilmiştir 

GİRNE ve çevresi, Kuzey Kıbrıs'ın en gözde tatil beldesidir. Söylenenlere göre kent M.Ö. X. yüzyılda Akalar tarafından kurularak buraya ülkelerindeki bir dağın adı olan KYRENİA  adını vermişlerdir. Başka bir anlatılan ise M.Ö. IX. yüzyılda buraya yerleşenlerin ticaret kolonileri kuran Fenike'liler olduğudur. Kentin adı Roma kaynaklarında CORİNEUM olarak geçmektedir. Girne'nin tarihi adanın tarihi ile aynı olup, Bizans döneminde birkaç kez Arap korsanları tarafından yağma edilmiştir

GİRNE LİMANI gece ve gündüz pek çok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır 

GİRNE'de LİMAN boyunca Türk mutfağına ve Kıbrıs'a özgü yemekleri sunan lokantalar, barlar ve kafeteryalar bulunmaktadır

 GİRNE LİMANI
Kıbrıs'ın önemli müzelerinden biri olan Girne Kalesi'nde St. George Kilisesi, Kırnı Mezarları canlandırmaları, Akdeniz Mezar Kazısı, Venedik Kulesi, Luzinyan Kulesi, sarnıç, zindanlar ve Batık Gemi Müzesi bulunmaktadır
 
Girne'nin kuzey doğusunda yer alan GİRNE KALESİ, dikdörtgen planda inşa edilmiştir

 Girne Kale'sinde yer alan BATIK GEMİ kalıntısı, günümüze kadar gelen gemi batıkları arasında en eskisi olarak bilinmektedir. Pensilvaanya Üniversitesi araştırmacıları tarafından çıkarılan gemi, Girne yakınlarında bir balıkçı tarafından bulunmuştur 

Batık gemi' nin M.Ö 389 yılına ait olduğu ve içinde bulunan araç ve gereçlerden 4 kişilik olduğu düşünülmüştür

 

 GİRNE KALESİ'ndeki BATIK GEMİ MÜZESİ'nin camlı bir bölümünde batık gemiden arta kalanlar sergilenmekte ve camlı bölümün dış kısmında ise geminin orjinal hali görülmektedir

GİRNE LİMAN da bulunan GİRNE KALESİ' ne çıkıldığında liman tüm ihtişamıyla karşınıza çıkmaktadır

 GİRNE LİMAN da GECE

  

GİRNE LİMAN da bulunan mekanlar tipik Kıbrıs restaurant, bar ve meyhanecik özelliklerine sahiptir

GİRNE de bulunan BEYLERBEYİ KÖYÜ (Eski adıyla BELLAPAİS)
 BEYLERBEYİ, Girne'nin 4-5 km doğusunda ve Beşparmak dağlarının eteklerinde yer alan bir köydür ve nüfusu yaklaşık 500 civarındadır
 Beylerbeyi Köyü içinde, portakal, limon, mandalina, turunç ağaçları arasına serpiştirilmiş ve nar ağaçları arasında bulunan eski rum mimarili evler ve yeni modern köşkler bir aradadır
Orijinal adı Bellapais (Güzel Mekan).olan köy 1974 askeri çıkartmasından bu yana Beylerbeyi Köyü olarak anılmaktadır
 BEYLERBEYİ KÖYÜ, gölgeli, daracık sokakları bahçeler ve balkonlardaki renkli çiçekleri ile güzellik ve sakinlik çağrıştırmaktadır
Beylerbeyi köyünde yeşillikler içinde cafe ve restaurantlar yer almaktadır
 

Muhteşem dağ ve deniz manzarasına sahip olan BEYLERBEYİ köyü, sakin bir yer olduğu için Latince adından da anlaşılacağı gibi, "huzur yeri" olarak adlandırılmaktadır 

 Beylerbeyi köyü'nde bulunan, Bellapais Manastırı'nın adı Fransızca "Abbaye de la Paix" den "Barış Manastırı"ndan türetilmiştir
 Gotik sanatının bir şaheseri olan  Bellapais Manastırı, yakın doğu'daki örneklerinin en güzeli olarak bilinmektedir
Beyaz Manastır olarak ta bilinen yapı, burada kalanların giydikleri beyaz giysilerden dolayı böyle isimlendirilmiştir. Kullanıldığı yıllarda  rahip ve rahibelerin eğitim merkezi olduğu ve eğitim görenlerin, dünyanın çeşitli kiliselerine gönderilerek dini konularda yardımcı oldukları anlatılmaktadır
Bellapais'in ilk sakinleri 1187 yılında Kudüs'ü ele geçiren Selahaddin Eyyubi'den kaçıp Kıbrıs'a göçeden Augustinian mezhebi rahipleri olduğu bilinmektedir
İlk yapımı 1198-1205 yılları arasında olan manastırın ,günümüzde ayakta kalan büyük bir bölümünü Fransız Kralı III. Hugh (1267-1284) inşa ettirmiştir
 Bellapais Manastırı'na, kale kapısı görünümündeki burç şeklinde mazgallı bir geçitten girilmekte ve giiriş kapısından sonra ön bahçeye geçilmektedir
  Bellapais Manastır'ında bulunan kilise, manastırın 13. yüzyıldan günümüze ulaşan en eski bölümü olduğu halde orjinal haliyle en iyi konunan kısmıdır.
Bellapais manastırındaki kilise'de, klasik müzik konserleri verilmektedir. Müzik, ziyaretçileri bir zamanlar derin koridorlarda beyaz pelerinli rahibelerin dolaştığı bu mistik yapıda gizemli bir yolculuğa çıkartmaktadır. Bellapais Beyaz Giymiş Meryem Ana Kilisesi, ayrıca her yıl mayıs ayının son haftasında düzenlenen klasik müzik festivaline ev sahipliği yapmaktadır
Bellapais'in ön tarafındaki freskler 15. yüzyıl İtalyan tarzında yapılmıştır. Manastır1974 Barış Harekatı ile Rumlar adanın güney kesimine göç edince  eski eserler ve müzeler dairesi himayesine alınmıştır

 Girne – Güzelyurt dağ yolu üzerinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi yakınlarındaki Çamlıbel köyü’nde, 1956 tarihinde yapılan MAVİ KÖŞK,  Makarios’un avukatı ve Orta Doğu’nun en büyük silah tüccarı İtalyan asıllı bir Rum olan Paulo Paolides’in evidir
Paulo Paolides, 1957 yılı ile 1974 Kıbrıs çıkartmasına kadar 17 yıl Mavi Köşk'te yaşamış ve Türk askerinin gelişiyle kaçmış ardından, 1986 yılına kadar köşkün bakımı için para göndermiş nihayet bir mafya hesaplaşmasında öldürülmüştür
 MAVİ KÖŞK, donemin şartlarına rağmen,  muhteşem bir mimariyle yaptırılmış  ve dışarıdan hiç kimsenin göremediği ama içeriden her yerin göründüğü bir yapı olarak pek çok ayrıntı ve gizemle donatılmıştır
Mavi Köşk, nereden bakılırsa bakılsın asla görülmediğihalde, köşkten bakıldığı zaman her yerin çok net görüldüğü bir alana inşa edilmiştir
 Mavi Köşk’ün dış cephesi mavi ve beyaz renklerden oluşmaktadır. İki katlı olan köşk'ün 13 adet odası ve her odada, Amerika'dan getirtilmiş ve 1957’den beri hala çalışan klimalar bulunmaktadır
Paolides, kaçak getirttiği silahları Rum'lara satarak Mavi Köşk'ü  kaçakçılıktan kazandığı paralarla yaptırmış ve köşkün içinde keyif sürerken, Rumlar, o silahlarla Türkleri öldürmeye devam etmişlerdir. Bu nedenle Mavi Köşk, bir ibret müzesi haline dönüştürülmüş ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin himayesinde köşke ziyarete gelenler bir asker eşliğinde burayı gezebilmektedir

Dört dönümlük bir arazi üzerinde kurulmuş köşk, Akdeniz’e tepeden bakan bir yamaçta ve bahçesinde silah deposu ile çevresinde makinalı tüfek yuvaları yer almaktadır. Barış Harekatı sırasında bir grup Türk Askeri’nin, köşkün altındaki ovaya inmesiyle, Pavlides'in korumalığını yapan Rum Askerleri’nin ateş açması eş zamanlı olduğundan çok sayıda Türk Askeri (yaklaşık 100 kadar) şehit düşmüştür. Bu nedenle köşkün altındaki bölgeye “Kanlı Vadi” adı verilmiştir

MAVİ KÖŞK'ün bahçesinde bulunan Dilek Havuzu'nun şekli nazar boncuğuna benzetilmiştir. Havuzun kenarında duran biri arkasını dönerek dilek tutar ve sol omzundan bozuk para'yı havuza attığında eğer tura gelirse dileğin gerçekleşeceği düşünülmektedir
 Köşk'de bulunan odalar kırmızı -mavi- sarı ve yeşil  renklere boyanmış ve her odaya kendi renginde perdeler asılmıştır.  Sarı renkli oda, çocuklar için özel olarak sonradan yapılmış olup depreme dayanıklı olarak raylı bir sistemle dizayn edilerek deprem esnasında evden ayrı olarak sağlam kalması sağlanmak istenmiştir 
 Dinlenme odası olan yeşil oda Paolides'in yatak odasına bir kapı ile bağlantılıdır. Köşk'ün elyaflı perdeleri çekildiği zaman dışarıdaki ses içeriye girmediği gibi içerdeki ses de dışarıyor çıkmamaktadır

Mavi köşk'ün ikinci katında bulunan dinlenme odasından girilen ve yemyeşil ağaçlarla çevrili eşsiz bir manzaraya sahip olan Camlı Teras da bulunan biri erkek diğeri de bayan olan iki biblo'ya şarap konularak, erkeklerin erkek biblodan bayanların bayan biblodan  şarap içtikleri ifade edilmektedir

Mavi Köşk'ün  girişinde bir süt havuzu bulunmaktadır ve bu havuzda dönemin ünlü aktristlerinden Sophia Loren'in de ağırlandığı anlatılmaktadır
 Süt havuzu müzik odasının hemen yanında yaptırılmış bayan misafirlerin süt banyosu yaparken bir yandanda müzik dinleyerek rahatlaması istenmiştir
 
 Sanata olduğu kadar eğlenceye de düşkün olan  Paulo Paolides köşk'ün alt katına bir de taverna yaptırmıştır
Mavi Köşk'te bulunan taverna'daki masalar da odaların  renginden oluşmakta ve misafirler hangi odada kalıyorsa o masaya oturmaktadırlar 
Mavi Köşk'ün bahçedeki havuzunu kullananlar sarap içmek istediklerinde,  bahçede bulunan şarap çeşmesinde bir küp'e dolarak devirdaim motoru ile aslan başından devamlı akan şarap ile ihtiyaçlarını karşılamaktadır 
 PAULO PAOLİDES, sanata düşkün biri olarak evini paha biçilmez tablolar, biblolar, içki dolapları, el işi iran halıları ile donatmıştır. Ayrıca kendisine ait kara kalem çalışmalarıda bulunmaktadır
 Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Magosa Bölgesi'de İSKELE İLÇESİ' nde yer alan  DİPKARPAZ  kasabası'nda Türklerin yanısıra 250 Rum nüfus yaşamaktadır. 2006 nüfus verilerine göre Rum ve Türkler'in bir arada yaşadığı Dipkarpaz'da toplam nüfus 5.300 kişiden oluşmaktadır
 Türk ve Rum'ların birlikte yaşadıkları Dipkarpaz' da her iki topluluğun karşılıklı kahvehaneleri bulunmaktadır
Kuzey Kıbrıs'da  TÜRK VE KIBRIS bayrakları her yerde yanyana görülmektedir

1 yorum:

  1. KUZEY KIBRIS TÜRK NÜFUSUN YAŞADIĞI BİR BÖLGE OLARAK COK ETKİLEYİCİ BİR ÜLKE DİYE DÜŞÜNÜYORUM..ÜÇ KEZ GÖRDÜĞÜM HALDE BİR KAÇ EKSİK KALAN GÖRMEK İSTEDİĞİM YER KALDI ..EN AZ BEŞ GÜN SÜREKLİ GEZEREK ANCAK ÖNEMLİ YERLERİ GÖREBİLMEK MÜMKÜN OLACAKTIR

    YanıtlaSil