Türkiye'nin Doğu Karadeniz Bölgesinde Trabzon İli topraklarında bulunan Uzungöl’ü Of-Çaykara Solaklı vadisi güzergâhını görerek ziyaret
etmek mümkündür
Haldizen ya da yeni adıyla Demirkapı Yaylası, Uzungöl’ün varlık
nedenidir. Zirvesi 3 bin 376 metreyi bulan Demirkapı ve 3 bin 193
metreye çıkan Karakaya dağlarının karlı doruklarında yedi buzul gölü
yer alıyor. Bu göllerden çıkan sular önce Haldizen Deresi olup akmakta ve daha sonra da bir heyelan gölü olan Uzungöl’ü meydana getirerek, gölün diğer tarafından çıkarak Solaklı Deresi
adını almaktadır
Denizden yüksekliği 1090 metre olan UZUNGÖL'de yılın her ayında yağış olmakla birlikte Mayıs, Haziran ile Ekim, Kasım aylarında daha çok Temmuz ayında en az yağış olmaktadır. Türkiye'nin turizm sembollerinden Uzungöl de evler iklime ve tabiata uyumlu malzemelerden yapılmıştır
Eski adı Şerah (İnşirah´tan gelen genişletme, açma) olan ve genişletilmiş, açılmış yer anlamına gelen Uzungöl, yerli ve yabancı turistleri en çok çeken yerlerden biri olmuştur fakat çevresi Tabiatı Koruma Parkı olmasına rağmen ne yazık ki yanlış değerlendirilerek özelliğini yitirmektedir
Uzungöl´den
yukarıya doğru çıkıldığında 15 kilometre uzunluğunda çam ormanları ile kaplanmış ve ortasından Haldizen Deresi
akan Haldizen Vadisi ile karşılaşılır
Uzungöl'ün çıkış noktasına göre alanı 153,5 kilometre kare olan bir
havzayı kaplamaktadır.
Haldizen Deresi vadinin ana koludur. Soğuk
pınarlardan ve kar sularından beslenen havzanın suları yeşil çimenler
arasından akarak yedi dere vasıtası ile bu ana kola bağlanır
Haldizen Vadisinin etrafı dağlarla çevrildiği için, vadi kuzey ve batı yönlerinden gelen soğuk ve nemli rüzgârlara kapalıdır
Haldizen Havzası içinde Arpaözü (İpsil) ve Demirkapı (Haldizen) köyleri yer almaktadır
Haldizen'de 3376 metre ile Demirkapı
Dağı bulunmaktadır
Haldizen eski adıyla Demirkapı Yayla'sında arazinin büyük bir kısmı otlaklar ve çayırlarla kaplıdır
TRABZON'un ilçeleri olan Of-Dernekpazarı-Çaykara güzergahı üzerindeki KİREMİTLİ KÖPRÜ (HAPSİYAŞ KÖPRÜSÜ) kayalar üzerine oturtulan kesme taş ayakları, ahşap gövdesi ve üzerini
örten yöreye has kiremitli çatısıyla benzerlerinden ayrılıyor. Taş
işçiliğinin gelişmediği çok eski dönemlerde, malzeme olarak ahşap kullanılmıştır
Trabzon'un Sürmene ilçesinin 4 km doğusunda Balıklı
mevkiinde yer alan MEMİŞAĞA KONAĞI İki katlı kademeli cepheli büyük bölümü taştan inşa
edilmiş geniş saçaklı bir yapıdır
Yörede hüküm süren ve etkili olan bir ağa evinin tüm özelliklerine sahip olan Memişağa konağı'nın kapı kanatları ve tavanları ahşap işçiliğinin en mükemmel örneklerini sergilemektedir
Konaktaki asıl yaşam birinci
katta olup, buraya üzeri kapaklı düz bir merdivenle çıkılmaktadır.
Kuzeydeki sofanın sağ ve solundaki odalar selamlığa, güneydeki iki oda
ise hareme aittir
Trabzon’un Sürmene ilçesi Kastel köyünde, 1856’da Hacı Yakupoğlu Memiş
Ağa tarafından yaptırılmış MEMİŞAĞA KONAĞI günümüzde Restaurant olarak kullanılmaktadır
Konağın üst katındaki batı odasının ortasında bir mil etrafında dönebilen bir parça vantilatör ve rüzgârgülü vazifesini görmektedir. Tavanın tam ortasında, çevresiyle aynı süslere sahip yaklaşık 35 cm lik yuvarlak bu bölüm, çatı dışına çıkan ve rüzgârla dönen bu mil sayesinde hareket edebilmektedir. Tavanın bu özelliğinden dolayı konağa halk arasında ''Döner tavanlı konak'' ismi de verilmiştir
MemişAğa konağı taş duvarları, yerden iyice yükseltilmiş üst yaşama katı ve konumu ile hem "Kale Ev" hem de bir yönetim binası niteliğindedir. Memiş Ağa'nın Osmanlı döneminde Vali'lere yardımcı olarak güvenliği sağlamak üzere görev verilen Ağa'lardan biri olduğu ve bu nedenle çeşitli yöneticilerle burada toplantılar yaptığı, emirlerini buradan verdiği, hatta zemin katta bulunan zindanda da cezalandırılmış kişilerin tutulduğu, konakta bulunan mirasçılar tarafından anlatılmaktadır
Konağın üst katındaki batı odasının ortasında bir mil etrafında dönebilen bir parça vantilatör ve rüzgârgülü vazifesini görmektedir. Tavanın tam ortasında, çevresiyle aynı süslere sahip yaklaşık 35 cm lik yuvarlak bu bölüm, çatı dışına çıkan ve rüzgârla dönen bu mil sayesinde hareket edebilmektedir. Tavanın bu özelliğinden dolayı konağa halk arasında ''Döner tavanlı konak'' ismi de verilmiştir
MemişAğa konağı taş duvarları, yerden iyice yükseltilmiş üst yaşama katı ve konumu ile hem "Kale Ev" hem de bir yönetim binası niteliğindedir. Memiş Ağa'nın Osmanlı döneminde Vali'lere yardımcı olarak güvenliği sağlamak üzere görev verilen Ağa'lardan biri olduğu ve bu nedenle çeşitli yöneticilerle burada toplantılar yaptığı, emirlerini buradan verdiği, hatta zemin katta bulunan zindanda da cezalandırılmış kişilerin tutulduğu, konakta bulunan mirasçılar tarafından anlatılmaktadır
Beyaz doruklarıyla yüksek tepeler, karların bittiği sınırda başlayan çayırlar ve çayırların hemen altında yoğun bir orman dokusuyla kuşatılmış Haldizen Yaylası, Solaklı Vadisi mutlaka görülmesi gerekirken Uzungöl'de doğa tehlike sinyali vermeye başlamış ve yapılaşmanın artması doğal güzelliğini kötü yönde etkilese de tüm hoyrat davranışlara rağmen henüz tükenmeyen güzellikleri keşfetmelisiniz
YanıtlaSil