YILDIZSARAYI, Beşiktaş semtinde İstanbul Boğazı’na hâkim yüksek bir arazi üzerine inşa edilen, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da yaptırdığı son büyük saraydır
Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki çok geniş bir araziye yayılmış bulunan Yıldız Sarayı; bahçeleri, havuzları, ağaçları, seraları ve köşkleri ile İstanbul’un diğer saraylarından farklı işlevlere sahip bir köşkler topluluğudur
Yıldız Sarayı, Osmanlı Devleti'nin son yönetim merkezi ve padişahın son ikametgahı olarak tarihe geçmiştir
Marmara sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünü Yıldız Sarayı olarak anılmaktadır
Saray'ın bulunduğu bölgeye değişik zamanlarda, gereksinim oldukça birçok yapı eklenmiştir. Devrinin en özenle yapılmış yapıları arasında sayılabilecek olan bu yerler, burayı bir yaşam alanı haline getirmiştir
Yıldız Sarayı, özellikle II. Abdülhamid döneminde padişahların yazlık konutu olarak kullanılmıştır. Sarayın Boğaz'a yakınlığı, serin havası ve geniş bahçeleri, yaz aylarında tercih edilmesinin başlıca nedenleri arasındadır. Sarayda düzenlenen törenler, davetler ve diğer etkinlikler, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü ve ihtişamını sergilemek için birer fırsat olmuştur
Yıldız Sarayı'nda OSMANLI HARİTASI'nı gösterir HALI
Yıldız saray bahçesi, İstanbul'da herkesçe tanınan bir dinlenme yeriydi. Bir köprü Yıldız Sarayı ile Çırağan Sarayı'nı Boğaz üzerinde bu bahçeye bağlıyordu
Yıldız Sarayı, karmaşık bir yapıya sahip olup yönetim yapıları Büyük Mabeyn, Şale Köşkü, Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Yıldız Tiyatro ve Opera Evi, Yıldız Saray Müzesi ve İmparatorluk Porselen Üretimevi'ni kapsıyordu
Yıldız Sarayı, II. Abdülhamid döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarının da bir sembolü olmuştur. Sarayda elektrik, telefon gibi modern teknolojiler kullanılmış, batılı tarzda mobilyalar ve dekorasyonlar tercih edilmiştir
Yıldız Sarayı, adını bulunduğu tepenin adından almaktadır. "Yıldız", hem gökyüzündeki yıldızları hem de Osmanlı döneminde kullanılan bir unvanı ifade eder. Bu unvan, özellikle saray mensuplarına ve yüksek rütbeli devlet adamlarına verilirdi
Son Osmanlı padişahı Sultan VI. Mehmed Vahdeddin döneminde de bir süre kullanılan saray, 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla kapılarını tümüyle dış dünyaya kapattı
Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Yıldız Sarayı'nın statüsü değişmiş ve sarayın bazı bölümleri farklı amaçlarla kullanılmaya başlanmış ve bazı bölümler devlet misafirhanesi olarak kullanılmıştır. Sarayın bahçesi ise halka açılmıştır
Sultan Abdülhamit'in 1909 yılında 31 Mart Vakası'ndan sonra tahttan indirilmesi üzerine saray bir halk kalabalığı tarafından yağmalanmış ve kısmen yakılmıştır
2019 yılında başlayan restorasyon çalışması, 2024'te tamamlandı ve 6 yıllık restorasyonun ardından SARAY ziyaretçilerini ağırlamaya başladı
YILDIZ SARAYI yaklaşık 100 yıl sonra İslam Saray Mimarisinin örneğini gösterir şekilde kapılarını yeniden müze olarak açtı
Yıldız Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı geçmişini günümüze taşıyan bir tarih hazinesidir. 19. yüzyılda inşa edilen bu saray, hem mimarisi hem de tarihi olaylarla dolu zengin geçmişiyle dikkat çekmektedir
Müze olarak gezilen Yıldız Sarayı, ziyaretçilerini adeta geçmişin derinliklerine yolculuğa çıkarırken, zarif atmosferi ve tarihi dokusu, hem tarih meraklıları hem de sanatseverler için eşsiz bir keşif alanı yaratmaktadır
Günümüzde müze olarak hizmet veren saray, Osmanlı dönemine ait önemli bir kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir öneme sahiptir
Sarayın mimarisinde, özellikle iç dekorasyonda, Barok ve Rokoko tarzının etkileri belirgindir. Barok tarzın ihtişamı ve gösterişi, Rokoko tarzının ise daha zarif ve kıvrımlı çizgileri sarayın iç mekanlarında kendini göstermektedir
YILDIZ SARAYI, Cumhuriyet’in ilanını takip eden 1924 yılında ‘Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne tahsis edildi.1946’dan itibaren uzun bir dönem ‘Harp Akademileri’ olarak kullanıldı. 1978 yılında da Kültür Bakanlığı çatısı altında hizmet verdi. 2015’te Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Saray, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı makamının tensipleriyle Milli Saraylar’a devredildi. Tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmalarına sahne olan Yıldız Sarayı, uzun bir aranın ardından müze olarak kapılarını halka açmaya hazır hale getirilerek ziyaret edilmeye başlandı
Boğaz yönünde bol ağaçlı, havuzlu bir bahçe uzanmaktadır. Yıldız Sarayı Has Bahçesi adını alan bu bahçede yapay kaskatlardan dökülen suların bir ırmak gibi kıvrımlar yaparak dolaştığı 12 m. genişliğinde bir havuz yer almaktadır
Tarihte "HAS BAHÇE" olarak adlandırılan, bitki çeşitliliği, doğal nehir görünümündeki su yolu ve peyzaj tasarımıyla dikkat çeken bahçe de müzenin görülebilecek alanları arasında yer alıyor ve bahçede bulunan ''Hamid Havuzu'' misafirlere ferahlık hissi veriyor
.
Yıldız Saray'ında Sultan II. Abdülhamid'in hayatına, kişiliğine ışık tutan eserler dikkat çekmektedirSarayın iç ve dış dekorasyonunda mermer, ahşap, çini, altın varak, kristal avizeler gibi değerli malzemeler kullanılmıştır. Bu malzemeler, saraya görkemli ve zengin bir hava katarken aynı zamanda dönemin estetik anlayışını da yansıtmaktadır
Yıldız Sarayı'nda Hz.MUHAMMED'in SAKAL-I ŞERİFİ de yer almaktadır
Yıldız Sarayı'nın geniş bahçeleri, Osmanlı ve Batı bahçecilik anlayışının bir sentezini yansıtır. Bahçelerde geometrik düzenlemeler, havuzlar, çeşmeler, heykeller, egzotik bitkiler ve ağaçlar bulunmaktadır
Yapılan restorasyon sayesinde, sarayın tarihi dokusu ve özgün mimari özellikleri korunmakta, aynı zamanda ziyaretçilere daha iyi bir deneyim sunulmaktadır